Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Karahıdırlı köyünde genç gririşimci Halil Serin, dededen kalma arazisine 3 yıl önce aronya fideleri dikti. 3 yılda verimin giderek arttığı üründen bu yıl 1 ton hasat alan Serin, şimdi kuruttuğu meyvelerin kilosunu bin liradan satıyor.
Her sene verim ve rekolte artıyor
Bin 270 rakımda üretim yapan Halil Serin, “Burası dededen kalma ata toprakları. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle 3 yıl önce aronya dikmeye karar verdik ve başarılı olduk. Bu yıl da hasat etmeye başladık. Şu ana kadar yaklaşık 1 ton civarında hasat elde ettik. İnsanların yeni öğrendiği bir ürün. Tatmak için sipariş veriyorlar, biz de yetiştirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki sene 2 ton civarında verim bekliyoruz. Bu süreç içerisinde de meyvenin biraz daha tanınacağını düşünüyorum” dedi.
Ekonomik getirisi yüksek
Aronyanın direkt üreticiden satıldığına değinen Serin, “Kilogram fiyatı 200 ile 250 lira arasında değişiyor. Bu da bize ciddi bir ekonomik gelir sağlıyor. Aronya meyvesinin raf ömrü uzun olduğu için 4-5 ay buzdolabında saklayabilir ve tüketebilirsiniz. Yaklaşık 4 kilogram taze meyveden 1 kilogram kuru ürün çıkıyor o da 800 ile bin lira arasında satılıyor” diye konuştu.
Vitamin ilaçlarını bıraktı
İlk aşamadan itibaren oğluna yardım eden anne Arzu Serin ise aronyanın çalı gibi bir ağaçta yetiştiği için hasadın kolay geçtiğini söyledi. Meyveyi yeni yeni öğrendiklerini ve reçel, lokum gibi değişik ürünlerde denediklerini ifade eden anne Serin, “Yaşım biraz ilerlediği için vitamin kullanıyordum, aronya yemeye başladığımdan beri vitamin almıyorum. İyi bir meyve. Kendim de internetten araştırıyorum çok faydalarını okuyorum” diye konuştu.
Tam bir şifa deposu
Uzmanlar ise günlük 10-15 adet tüketilmesinin önerildiği aronya meyvesinin böbrek ve akciğer hastalıklarına iyi geldiğini, kanserle mücadele ettiği, diyabetten, sindirim sisteminin düzenlenmesine kadar önemli faydalarının olduğunu belirtiliyor. Yüksek C vitamini ve antioksidan kaynağı olduğu için süper meyve olarak bilinen aronyanın kandaki kolestrol seviyesini dengede tuttuğu, damar tıkanıklığı ve pıhtı oluşumunun da önüne geçtiği öğrenildi.
